13 Mayıs 2011 Cuma

Karadeniz yayla kültürü

KARADENİZ YAYLA KÜLTÜRÜ
Özellikle Mayıs ayında Doğu Karadeniz'deki köylerde ve deniz seviyesine yakın bölgelerdeki alanlarda, otlak olmasına rağmen sıcak hava yüzünden otlamayan koyunlar, hayvancıları otun daha az ama sıcaklığın koyun ve ineklerin beslenmesine daha uygun olduğu dağlardaki yaylalara göç etmeye zorluyor. Bu nedenle hayvancılıkla uğraşan insanlar, artık yaylalara çıkmak için hastalıklara karşı koyunlarını ve ineklerini aşılamaya, süslemeye ve yayladaki yaşamlarında kendilerine, hayvanlarına gerekli yiyecekleri hazırlamaya başladı.

     Yayladaki keliflerinde (yayla evi) kendilerine gerekli olan eşyayı da hazırlamaya başlayan hayvancılar, bu ay sonuna doğru, koyun, inek ve keçilerini yanlarına alarak, rakımı az olan alanlardan dağların zirvesine doğru yola koyulacak. 
Anadolu'nun her yöresinde farklı bir anlam ifade eden yaylalara göç, Doğu Karadeniz'de bir başka anlam buluyor. Çünkü bu bölgede hayvan besleyenler koyun, kuzu, keçi ve ineklerini alarak fındık ve çay bahçeleri ile süslü, rakımı az ancak sıcaklığı fazla olan köylerinden ayrılıp sıcaklığı az ama hayvanların otlamasına daha uygun olan yaylalara göç etmek için uzun bir yolculuğu çıkacak.
100 KİLOMETREYİ BULAN YAYA YOLCULUK

     Doğu Karadeniz'de sahile yakın köylerden, Zigana Dağı çevresine ya da bölgedeki diğer dağlardaki yaylalara yapılan yolculuk, zaman zaman 100 kilometreyi buluyor. Büyükbaş hayvan besleyenlerin genellikle hayvanlarını da koydukları kamyonlarla yaptığı bu yolculuk, küçükbaş hayvan besleyenler tarafından yaya olarak gerçekleştiriliyor.

     Koyun ve kuzularıyla köyden yaylalara kadar yürüyen çobanlar, ladin başta olmak üzere değişik çam ağaçlarıyla kaplı, yeşilin her tonuyla kaplı ormanların içinden, bazen geyik ve karacaların ürkek bakışları arasından, bazen de ayı, çakal, kurt ve tilkilerden koyunlarını sakınarak, gürül gürül akan derelerden yaylalara doğru çıkacak.

     ''AH GENE GELDİ YAZ BAŞLARI, ERİR DAĞLARIN KARLARI'' 


     Yaz başı denen bu dönemde Doğu Karadeniz'deki yaylalara çıkmaya hazırlanan vatandaşlar, yaylada hayvanlarına saldırma ihtimali bulunan kurt ve ayı tehlikesine rağmen, koyun ve ineklerinin otlaklara kavuşmasının da etkisiyle ''Ah yine geldi yaz başları, erir dağların karları, hastalara şifadır Trabzon yaylaları'' türküsünü mırıldanıyor.

     Aslında oksijenin bol alması, kent yaşantısının stresinin bulunmaması ve yemyeşil çimenlerde çocukların kuzular gibi oynamasına imkan sağlaması açısından başlı başına bir moral, sağlık kaynağı ve hastalar için şifa olan yaylalara göç etme geleneği Türk tarihinin vazgeçilmez bir unsuru.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder