16 Mayıs 2011 Pazartesi

Karadeniz'in genel özellikleri

Karadeniz Bölgesinin Genel Özellikleri
Türkiye coğrafyasının kuzeyini nerdeyse tamamen kaplayan Karadeniz Bölgesi, adını komşu olduğu Karadeniz'den alır ve Sakarya ovası'nın doğusundan Gürcistan sınırına kadar uzanan coğrafi bölgedir.

Büyüklük bakımından Türkiye'deki bölgeler arasında 3. sırada yer alır. Türkiye'nin doğu-batı genişliği ve dolayısıyla da yerel saat farkı en fazla olan bölgesidir. Karadeniz Bölgesi kendi içinde, DOĞU,ORTA ve BATI KARADENİZ olmak üzere üc bölüme ayrılır.Genel özellikleri;

1. Yüzey şekilleri çok dağınıktır. Ovalık alanları azdır.
2. Dağlar kıyıya paralel olarak uzanır ve bunun sonucunda falezler (yalıyarlar) görülür. Kıta sahanlığı dardır.
3. Orman bakımından en zengin bölgedir.(%25)
4. En fazla yağış alan bölgemizdir.(Doğu Karadeniz ve Rize)
5. Yağışlara bağlı olarak en fazla kimyasal çözülmenin görüldüğü bölgedir.
6. Çay, fındık, mısır, keten-kenevir üretiminde birinci sıradadır.
7. Balıkçılığımızın %80’i bu bölgede yapılır.
8. Doğu Karadeniz kıyı kesiminde dağınık yerleşme yaygındır.
9. En fazla göç veren bölgedir.
10. Taşkömürü ve bakır üretiminde birinci sıradadır.
11. Tek doğal limanı Sinop’tur.
12. Akarsu rejiminin nispeten düzenli olduğu tek bölgedir.
13. Bölgede Çarşamba ve Bafra delta ovaları vardır.
14. Nem miktarı en fazla olan bölgedir. Bu yüzden yıllık sıcaklık farkı en az olan bölgedir.
15. Yıllık ortalama sıcaklık 14-15 °C’dir. En sıcak ay ortalaması 22-23°C’dir. En soğuk ay ortalaması ise 5-6 °C’dir.

Karadeniz insanı

KARADENİZ İNSANI;
  1. Karadeniz'e benzer insanı da.Güneşli havanın tadını çıkarırken bir anda yağan yağmuru gibi ve üzerini örterken bir şeyin pat diye güneşin açması gibi.Kahkahalarla gülerken bir anda sinirlenebilen sonra da gönlünü alabilen.
  2. Denizi gibi hoyrat,hırçın ama uzakta kalınca da özlenen insan.,
  3. Neyse odur,düşüncelerini çekinmeden söyeleyebilir.
  4. Hoşgörüsüzlüklere,yanlışlara tahammülsüzler,acımasızlardır.
  5. Pratik zekalı,esprili ve gönülleri bütün insanları alacak kadar geniştir.
  6. Atak,çalışkan ve üretkendir.
  7. Kendinden olana aşırı bağlılık duygusu vardır.
  8. Nereye giderse gitsin kendi kültürünü gittiği yere taşıyabilir.
  9. Sevimli,heyecanlı,sıcak kanlı,umut dolu ,sorun çözen bir karakterdir.
  10. Mücadele gücü yüksektir.
  11. Denize bağlılığı diğer insanlardan farklıdır,denizi av mekanı olarak değil dalgalarıyla sallanarak büyüdüğü bir beşik olarak kabul etmiştir.

Karadenizli Olmak

Karadenizli Olmak  

Karadenizli olmak çok da zor değil aslında
Karadeniz kadar sakin, sonra birden hırçın
Biraz coşkulu,
Biraz da delidolu olacaksın

Biraz şakacı olacaksın,
Gülmeden güldürebileceksin
Günlerce yağmur yağsa da
Güneşin yüzünü görmeye umudun,
Güneşin doğacağına olan sabrın olmalı

Güçlü olcaksın
Karadeniz kadını kadar çalışkan
ama vakur
Karadeniz erkeği kadar gözüpek
ve cesur olacaksın
Elin silah tutacak belki, ama savaşmak için değil
Bakışların keskin olmalı bir kere
Bıldırcın kadar çok,
atmaca kadar çevik...
Ve sevdiğinin elini tutmaya korkacak kadar da narin olmalı yüreğin
Denizi yar,
Yaylayı diyar bileceksin

Burnun belki uzun olabilir, tamam
Ama burnun havada olmasın sakın
Yoldan geçeni tanrı misafiri
Yolda kalanı can yoldaşın edeceksin

Fındık bahçesinin yolunu,
Çay toplamanın usulunu,
İnek sağmanın da kolayını öğreneceksin
Ağaca çıkmam,
Odun kesmem,
Mısır da yemem demeyeceksin


Pancarın tadına,
Sahilin rüzgarına,
Yaylanın da sisine doymayacaksın

Kemençeyle horon tepmeden
Tulumla aklın başından gitmeden
Sevdiğine de türkü yakmadan
Ben sevdim arkadaş demeyeceksin

Hemşin’de, Görele’de, Fatsa’da
Yayla düzünde, taka başında
Ce buraya bakayum,
Az gel daa, da

Karadenizli olmak çok da zor değil aslında
Biraz can,
Biraz insan...

Otantik Yöresellik


SU DEĞİRMENİ
     Tarihimize ve geçmişimize tanıklık eden en önemli değerlerden olan su değirmenleri bu gün yok olmak üzere. Rize ve çevresindeki illerde az sayıda çalışır durumda değirmenler mevcut.

    Osmanlı Devlet düzeninde Doğu Karadeniz bölgesinde bir yerin yerleşim yeri sayılabilmesi için o yerde bir cami, bir medrese birde değirmen olması gerekiyordu.
İnsanların günde üç öğün mısır ekmeği yedikleri zamanlardı bunlar büyüklerimizden dinlerdim biri hastaladığı zaman hastaneye ziyarete gidilince fırından alınan buğday ekmeği ile gidilirmiş hastadır yumuşak ekmek yesin diye.
    Her mahalle imece usulu ile kendi ortak değirmenini yapar, sonrada her hanenin haftada belli bir günü olur o gün o değirmen sadece o haneye ait olurdu. Değirmenlerin sadece bir anahtarı olur o gün sırası gelen son kullanandan anahtarı alırdı.

    Yaklaşık 150-200 yıllık olan bu değirmenler çarklarıda dahil tamamen ahşap olarak yapılırdı, ahşabın çürümeye elverişli olmasından dolayı sonradan briket taşı ile örülmüştür değirmenler çarklarıda demirden yapılmıştır.Çarklarının çapı 80 cm ve suyun toplandığı arkın boyu 8 metreyi bulur suyun çarka çarpması ve çarkın yatay olarak dönmesi ile çalışırdı.
Mısır ekiminin yerini başka ürünler alınca değirmenlerin sayısı azaldı.

15 Mayıs 2011 Pazar

Otantik Yöresellik

EL DEĞİRMENİ
Yuvarlak iki taşı mevcut olup alttaki taş sabit üstteki taş çevrilerek çorbalık öğütülür. Dış kısmına ahşap koruma geçirilir.Karadeniz kadınları bu değirmende özellikle mısırı öğütüp mısır unu elde ederlerdi

          SOFRA VE KÜLEK                                                                                                                    

Külek buzdolabının olmadığı dönemde gıda maddelerini korumak için kullanılırdı.Eskiden süt.yoğurt,tereyağ gibi ürünler külekte korunurdu.Tamamen ağaçtan yapılır.Ömrü uzun olduğu içinde söğüt ve ceviz ağacı tercih edilirdi.

Otantik Yöresellik

SERENDİ

Serendi / serender, daha başka isimleriyle seren, serende,serenti, serenter, serentir, serentire; çoğunlukla Orta ve Doğu Karadeniz bölgesinde insan ve hayvan yiyeceklerinin korunması, depolanması için tamamen ahşaptan yapılan ilgi çekici bir mimarlık biçimidir.
  





 Orta ve Doğu Karadeniz bölgesine özgü bir yapı olan serender / serendiler, bu mimarlık tarzının biraz daha düzenlenmiş biçiminden başka bir şey değildir. Ağaçların kalın tahtalar biçimine getirilerek üst üste dizilmesi esasına dayanan serender / serendilerin mimarî kaynağı da Altay'daki anıta, Sibirya ve Uygur Türkleri mimarîsine dayanıyor olmalıdır.

Otantik Yöresellik

    Karadeniz insanı farklı işlevler için farklı farklı sepet türleri geliştirmiştir.Genel olarak sırta alma, kola takma ve yere koyma amaçlarına hizmet ederler. Örneğin, ekmek selesi, arka sepeti, üç dipli sepet, fındık sepeti, çay sepeti gibi türleri mevcuttur.
       Karadeniz bölgesi orman bakımından zengin sayılmaktadır. Bu yüzden beşikler mutlaka ağaçtan imal edilmektedir. Ağaç olarak çoğunlukla ceviz kullanılmaktadır. Ancak kestane, kızılağaç, kayın,ağacından da beşik yapılmaktadır.Fakat teknolojinin ilerlemesiyle birlikte ahşap beşik sadece çocukların oynayacağı ,hediyelik olarak kullanılmaktadır.