Tarihimize ve geçmişimize tanıklık eden en önemli değerlerden olan su değirmenleri bu gün yok olmak üzere. Rize ve çevresindeki illerde az sayıda çalışır durumda değirmenler mevcut.
Osmanlı Devlet düzeninde Doğu Karadeniz bölgesinde bir yerin yerleşim yeri sayılabilmesi için o yerde bir cami, bir medrese birde değirmen olması gerekiyordu.
İnsanların günde üç öğün mısır ekmeği yedikleri zamanlardı bunlar büyüklerimizden dinlerdim biri hastaladığı zaman hastaneye ziyarete gidilince fırından alınan buğday ekmeği ile gidilirmiş hastadır yumuşak ekmek yesin diye.
Her mahalle imece usulu ile kendi ortak değirmenini yapar, sonrada her hanenin haftada belli bir günü olur o gün o değirmen sadece o haneye ait olurdu. Değirmenlerin sadece bir anahtarı olur o gün sırası gelen son kullanandan anahtarı alırdı.
Yaklaşık 150-200 yıllık olan bu değirmenler çarklarıda dahil tamamen ahşap olarak yapılırdı, ahşabın çürümeye elverişli olmasından dolayı sonradan briket taşı ile örülmüştür değirmenler çarklarıda demirden yapılmıştır.Çarklarının çapı 80 cm ve suyun toplandığı arkın boyu 8 metreyi bulur suyun çarka çarpması ve çarkın yatay olarak dönmesi ile çalışırdı.
Mısır ekiminin yerini başka ürünler alınca değirmenlerin sayısı azaldı.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder