14 Mayıs 2011 Cumartesi

Kemençe ve Horon

KEMENÇE
    Kemençe; kökeni itibariyle “küçük keman, Kumanlara ait çalgı aleti,
kopuzun bir türevi” gibi değerlendirmelerin ötesinde, bugün tüm Karadeniz
Bölgesi’nin yerli müzik enstrümanı olarak dikkati çekmektedir. Kemençe,
yöre halkının müziğine, oyununa, sevincine, hüznüne; kısacası hayatının her
safhasına anlam ve çeşni katan işlevsel bir kültür aracı olarak kabul
edilmektedir.
   Karadeniz yöresinde kemençe enstrümanını kullanan kimseye
kemençeci denilmektedir. Kemençeli âşık ise; kemençe çalmakla birlikte,
irticalen şiir söyleme (türkü atma) yeteneğine sahip kişilere verilen addır. Âşık
tarzı  şiirin en önemli özelliği olan “gelenekle ferdî yaratıcılığı bir arada
bağdaştırabilme” yetisi kemençeli âşıklarda çok belirgin olarak öne
çıkmaktadır.

   Karadeniz yöresinde kemençe aletini kullanan ve sanatını bu yönde icra
eden kişilere umumiyetle kemençeci adı verilmektedir. Kemençeli âşık ise,
kemençe çalmakla birlikte, irticalen şiir söyleme (türkü atma - türkü söyleme)
yeteneğine sahip olan ve sazı söze koşan sanatçı tipidir. Bu tür sanatçılara, yörede
genellikle kemençe üstadı denilmektedir. Bir de kemençe çalmamakla birlikte,
başkası tarafından çalınan kemençeye türküleriyle eşlik eden ve atma türkü
söyleyen kişiler vardır ki; bunların da yöredeki adı okuyucu/türkücüdür. Halk
şiirimiz içerisinde bu konuda daha önce ciddi bir adlandırmaya gidilmediğinden
bahse konu olan kavramların öncelikle terminolojisinin oluşturulması gereği vardır.
   Karadeniz kemençesi artık bu bölgenin milli bir enstrümanı olmuş ve yöre
halkının ayrılmaz bir parçası vazgeçilmez bir tutkusu haline dönüşştür.
Karadeniz insanı sevincini, hüznünü, meramını onunla ifade eder ve onun telinden
dinler olmuştur. Bu müzik aleti Karadeniz bölgesinde daha çok Giresun’un
Eynesil, Görele; Trabzon’un Beşikdüzü, Şalpazarı ve Maçka; kısmen de Rize’nin
bazı ilçelerinde yaygınlık göstermektedir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder